Sesli Makale

Tosbağa misali kafasını çıkarınca…

Bakalım hele ne söyleyecek dedik…

E Abdullah Gül bu… Bu ülkede milletvekili olmuuuş, bakan olmuuuş, Cumhurbaşkanı olmuuuş, Erdoğan’ın karşısına Başkan adayı olarak çıkmaya teşebbüs etmiş biri olunca illa dişe dokunur bir açıklama yapar zannediyorduk…

Eeee ne oldu peki?

Ne olacak? “Dağ fare doğurdu” tabii ki…

Twitter hesabından dedi ki: “Türkiye ile ilgili utanç verici twitler atan ABD Başkanı Trump, başkanlığa aday olduğu ilk günden bugüne hiçbir değer ve ilke tanımayan söylem ve politikalarıyla küresel bir tehlike oldu. Bu tehdide karşı tüm ülkeler barış ve ticaret için dayanışma içinde olmalıdır.”

Hepsi bu mu yani?

Amerika’nın Türkiye’ye karşı yapacağı ekonomik yaptırımların tek açıklaması bu mu?

Türkiye ekonomisinin Aşil Tendonu’na Trump silahıyla nişan alan derin Amerika’nın hiç kabahati yokmuş gibi… Trump, kendi kafasına göre oraya buraya şarlıyormuş gibi… 

Trump’ı buna zorlayan Neoconlara değmeden, Hillary lobisini iğnelemeden, para spekülatörlerini hesaba katmadan, 15 Temmuz darbesinde Büyükada’da pişpirik oynayan ABD’nin rütbeli askerlerinin esamesini okumadan, Sümüklü Feto’yu ağzına almadan ABD yaptırımlarına ilişkin açıklama yapacaksın, bu millet de senin maşmelov kıvamındaki stratejik twitine şapka çıkaracak öyle mi?

Konuşmadan konuşacağına sussaydın daha iyiydi… Ya hakkı söyleyeydin ya da susaydın yani…

Yoook ama illa “ben buradayım” demek için kafanı çıkardıysan, he gördük… Vazifeni savdın…

“Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Abdullah Gül’ün FETÖ üyeliğinden tutuklanan özel doktoru Sedat Caner’in itirafları nedeniyle Abdullah Gül hakkında suç duyurusunda bulundu. HKP, Abdullah Gül’ün ‘FETÖ üyeliği’ suçundan cezalandırılmasını istedi.”

Sebebi, Abdullah Gül’ün tatile bile beraber götürdüğü FETÖ üyeliğinden tutuklanan özel doktoru Sedat Caner’in açıklamaları…

Yazmıştım hatırlarsanız… Abdullah Gül’ü nasıl satmıştı Sedat Caner? Toptan mı, perakende mi? 

Ne demişti Sedat Caner?

“ByLock yüklü telefon bana Cumhurbaşkanlığı demirbaşı olarak verildi.”

Ne demişti Sedat Caner?

“FETÖ elebaşlarından Tuncay Delibaş ve firari Akın İpek’le görüşmelerimin tamamı, Abdullah Gül sayesinde oldu. Birlikte Akın İpek’in oteline gittik. Yat sefası yaptık. Barda alkolsüz içkilerden tükettik.”

E daha ne desin? “Abi beni bırakın, Gül’ü alın” mı desin?

E bu herifi silahlı terör örgütü üyeliğinden tutuklayan savcılar, Abdullah Gül’ün ifadesine dahi başvurmayınca haliyle birileri de “bu nasıl adalet” deyivermiş tabii…

 “Sedat Caner ne kadar suçluysa, onun sorgusunda verdiği ifadesinde geçen suçlar nedeniyle Abdullah Gül de o kadar suçludur” demiş… 

Abdullah Gül’ün, FETÖ firarisi Akın İpek’le olan ilişkisi sadece benim değil, kamuoyunun da dikkatini çekmiş belli ki…

Şimdi şunu merak etmemek elde değil! Doktor Sedat Caner’i silahlı terör örgütüne üye olmaktan tutuklayan savcılar, Sedat Caner’i terör örgütü elebaşlarından Akın İpek’in oteline tatil yapma amacıyla götüren Abdullah Gül’ün ifadesine de başvuracak mı?

Adil davranacak mı? 

yazının kaynağı