DİNİ YAZILAR

İsmail Kılıçarslan : Tecdid mi temcid pilavı mı?

Tarih
17 Ocak 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

17 Ocak 2015

Belki biliyorsunuzdur, temcid Türk tasavvuf müziği formlarından biri. Sahur vakti müezzinler, ahaliyi sahura kaldırmak için genellikle Efendimiz (sav)’e övgü içeren bu ilahileri okurlarmış. Hatta sahura kalkmak, bu ilahiler sayesinde ‘temcide kalkmak’ olarak da isimlendirilirmiş. Bir şeyin içimizi bayıltacak denli tekrar edilmesi anlamında kullandığımız ‘temcid pilavı gibi tekrarlamak’ deyimi de bununla ilgili. Zira Osmanlı’nın bazı tembel hanımları, sahura ayrı yemek hazırlamayıp iftardan kalma pilavı çıkarırlarmış. İşte bu pilava da ‘temcid pilavı’ denilirmiş.

Yazının başlığındaki diğer kelime olan tecdid ise ‘yenilenme’ anlamına gelir kavramsal olarak. Dikkat isterim. ‘Yenileme’ ya da ‘yeniden şekil verme’ değil, ‘yenilenme.’ Yani reform ve restorasyondan ayrı bir kavramdan söz ediyoruz ‘tecdid’ derken.

Takip edenler hatırlayacaktır. Ben İslam medeniyet kodlarının ‘restorasyon’ yani ‘yenileme’ ile hayatımıza yeniden sızdırılabileceğini savunan, bu anlamıyla reformu reddeden biriyim.

Söz konusu İslam medeniyeti değil de, insanların birbirleriyle, toplumla ve Allah’la kuracağı ilişkileri düzenleyen fıkıh ilmi olduğunda hem restorasyonu hem de reformu şiddetle reddetmek gerektiğini düşünüyorum. Bize fıkıh alanında gereken tek kavram ‘tecdid’dir. 

Yanlış anlaşılmasın. Dinden de, dini ilimlerin usullerinden de hakkıyla anladığımı iddia edemem. Ne var ki, bu anlamama durumumu bir avantaja dönüştürüp kimi soruları açıkça sorma cesareti gösterme niyetindeyim.

Baştan alalım. Fıkıh, bir ilim alanı olarak abesle iştigal etmez. Karşılaşmadığı durum hakkında hüküm vermez. Diğer yandan da kendisine yöneltilen her soruya mutlak surette cevap verir. Yani tüm soruları bir ‘karşılaşma anı’ olarak ele alır. Dinamikliğini de bu devinime borçludur. ‘Fıkıh bugün hala dinamik bir ilim alanı mıdır?’ sorusu ise başlı başına kıymetli bir sorudur.

Söz gelimi Hindistan’da 1500’lü yılların ortalarında Müslüman olmuş bir birey, fıkha (dolayısıyla fıkıh âlimine) ‘lemur kızartması yiyebilir miyim?’ diye sorar. Bu soruyla ilk kez karşılaşan fıkıhçımız, öncelikle lemur hakkında gerekli bilgileri toplar. Yırtıcı mıdır, ne ile beslenir, kaç tırnaklıdır? Bütün bunlar ışığında lemurun yenip yenemeyeceği ile ilgili bir hükme varıp İslam fıkhını lemur bakımından ‘upgrade’ eder. Yani fıkhın yenilenmesini, tecdidini sağlar.

‘Oh ne ala, ne güzel işleyişmiş’ dediniz değil mi? Keşke her soru ‘lemur yemek caiz mi’ sorusu kadar kolay cevaplanabilse. Zira yeni karşılaşılan durumların yanı sıra bir de geçmişte verilen hükümlerin yenilenmesi meselesi vardır. İşte düğüm belki de tam oradadır. 

Hadi şuradan devam edelim. İslam dininden dönen herhangi birinin öldürülmesi konusundaki fetvaların varlığından haberdar biri olarak ben herhangi bir fıkıhçıya şunu sorabilir miyim?

‘Hocam, bugünün şartları da göz önüne alındığında, mürtetlerin İslam’ı yok etmek gibi bir güçleri bulunmamaktadır. Üstelik tarih boyunca Kuran-ı Kerim ayetlerinden mürtetlerin öldürülmesi konusunda çıkarılan hükümler çevresinde de çeşitli tartışmalar olagelmiştir. Hem günümüzde birbirine mürtetlik isnat eden kimi Müslümanlar kolayca bir diğerini infaz edebilmektedirler. İşbu halde kendi arzusu ile ve İslam’a bir karşıtlık barındırmadan din değiştiren insanın hükmü nedir? Diğer yandan bir Müslüman’ın mürtet olup olmadığına dair hüküm verme yetkisi olan kimdir? Ben birinin mürtet olduğuna karar verip onu infaz edebilir miyim?’

Mesele birdenbire çetrefil bir hale geldi değil mi?

Bana kim verecek bu sorunun cevabını? İlmine güvendiğim bir âlim. İyiymiş. Fakat ilmine güvendiğim bir başka âlim de birinci âlimden aldığım cevabın tam tersini veriyor. İslam dünyasının cevaplar üzerinden ikiye bölünmediği fıkıh meselesi neredeyse yok. Nasıl olacak?

Hah. İşte o ‘nasıl olacak’ sorusuna cevap aramak bugünün en önemli ‘tecdid’ sorusudur. Reformistler ile 700 yıl önce kaleme alınmış fetvaları dibine kadar bilip bugün yaşanan hayat hakkında hiçbir fikri olmayan klasikçi hocalar arasında sıkışıp kalmak Müslümanların mahkûm olması gereken bir şey midir? Hadi cesaretle soralım. Fıkıh bize zindan mıdır?

Mesele şu: Bir insanın bir günlük açlığını giderecek bedeli yani fitreyi buğday ve hurma üzerinden hesaplamak da istemiyorum, ‘fitre vermeseniz de olur’ diyen bir hocayı dinlemek de.

İftardan kalma pilavı kaşıklamak da istemiyorum, birada bekletilmiş kalamarla sahur etmek de.

‘Şehirde yaşayan ve metrobüse binmek zorunda olan Şafi kardeşlerimizin abdesti bir karşı cinse temas ettiğinde bozulmasa olur mu acaba?’ diye sorduğumda, alacağım cevaptan bağımsız olarak söylüyorum bunu, birileri tarafından kâfir ilan edilmeyeceğim bir dünyada yaşamak istiyorum yahu.

Peki çözüm? İşte o henüz elimizde mevcutlu değil. Ben bu soruları sorarken, bu sorunları dile getirirken aslında İslam dünyasına ‘yahu şu meseleleri bir yeniden gözden geçirsek mi; bir tecdid mümkün mü?’ diye soruyorum. Hepsi bu.

Bu arada yine bitti yerim. ‘Fıkıhçı hocaların sosyoloji dizayn etme çabalarına niçin karşıyım’ konusu yine başka yazıya kaldı. Nasip.

Ne diyordu Russel Crowe: ‘Yeğenim lemur neyse de kangurunun kızartması pek nefis oluyormuş. Bi sorsan ya senin hocalara caiz mi diye. Caizse yumuluruz beraber.’

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • osmanli

    17 Ocak 2015 17:15
    0 0
    TECDIDE NE HACET ARKADASIM!!!! SEN KENDINI IYIDEN IYIYE BASKALRININ FETVAHI ILE SARTLANDIRMISSIN...ISLAMI VE MUSLUMANLIGI,IMANI ITIKATI..OGRENMEK MI ISTIYORSUN? KURAN I KERIM DURUYOR ORDA...AL OKU..NE SORUYORSAN CEVABINI ORDAN ALIRSIN...SANA KIMSE OKUMA DIYEMEZ...KULNUN MEMNUNIYETI ICIN FIKIH DA KENDINI KISKACA DUSURURSEN..IMDADINA KURAN YETISECEKTIR..KURANA SOR ..ORDA NE YAZIYORSA UYGULA...ALLAHIN RIZASINIDA ALIRSIN..BUNADA TESLIMIYET DENIR..SEN KURANIN IZINDEN GIT..UFKUN KENDI KENDINI YENILER ZATEN..HER SEYI KENDIN OKU...OKU KI BANA BOYLE BIRILERI SU VAKIT FETVAH VERDILERDE OYLE YAPTIM DEME..NE SEN VEBAL ALTINDA BIRAK ..NEDE ICINDE SUPHE KALSIN...ONCE ALLAHA ..SONRADA ..KURANI KERIMIN KENDISINE KENDINLE TESLIM OL.. HER SEYI BASKALARINDAN BEKLEMEYIN..SU YAZIYI YAZAN AKIL..KURANIDA COK HARIKA OKUYUP IDRAKE YANSITACAK BIR AKILDIR..BEN HER ZAMAN SUNU DERIM..KURANDAN BASKA YASAM TARZI YOKTUR..HUZUE ONDADIR. BUTUN SORULARIN CEVAPLARIDA..
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;