POLEMİK

Fuat Uğur : Bana o bilgiyi Tuncay Özkan vermedi Muharrem Bey

Tarih
31 Temmuz 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Fuat Uğur

Muharrem İnce, önceki gece, artık CHP içi muhalefetin televizyonu hâline gelen Halk TV’ye çıktığında “Benim 24 Haziran gecesi insan içine çıkacak durumda olmadığım yalanını uyduranlar, sıradan ve kaba saba adam diyenlerdir. O yalanı YANDAŞ MEDYAYA uyduranlardır” dedi.

Ona “Sıradan ve kaba saba” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Çok seçkin, zarafet timsali, kelimelerin efendisi, konuştuğunda ağzından bal damlayan ve son derece entelektüel” medya danışmanı Tuncay Özkan’dan başkası değil. İnsan hakikaten gözyaşları içinde kalıyor; gülmekten. Ee, adam en yakın dostlarına bile “zarif” biçimde kazık atmış biri. Hiç yalan söylemez. Öyle dürüsttür yani.

Neyse, zurnanın zırt dediği yere gelelim.

Biliyorsunuz Muharrem İnce’nin o gece “İnsan içine çıkacak durumda olmadığı”nı yazan tek kişi benim. Muharrem İnce de bana ağır hakaretlerde bulunmuştu. Ben de ona dava açtım. Milletvekili dokunulmazlığı yok, yargıda hesap verecek.

Ama ilginç olan şu ki onun bana söylediklerine benzer ifadelerle cevap veren kişi de yine Tuncay Özkan oldu:

“Sadece 'sıradan ve kaba' değil, Muharrem İnce'nin aynı zamanda iftiracı olduğunu gördüm. Söylediklerini ispat edemeyen şerefsizdir. CHP kültüründe yalana yer yoktur."

Şimdi Muharrem İnce “yandaş medyaya uyduranlardır” diyerek Tuncay Özkan’ı suçladığına göre muhataplardan biri de otomatikman ben oluyorum. Dolayısıyla bir açıklama yapmak zarureti hasıl oluyor benim için.

Bu nedenle şu kadarını söyleyeyim:

“Muharrem Bey, şunu biliniz. İstihbarat kaynağım kesinlikle Tuncay Özkan değil.”

Fakat buradaki önemli İPUCUNU kaçırmayalım.

Hatırlayın, benim yazdıklarımın ardından geçmişte muhafazakâr çevrelerde takıldıktan sonra oralardan nemalanıp mal mülk sahibi olan ve daha sonra da müteveffa Doğan Medya grubunun gözdesi hâline getirilip her sözünde boncuk aranan Levent Gültekin, geçen gün Medyascope’ta Sedat Pişirici’nin sorularını cevaplarken benim yazdıklarımın bin beter ağırını söyledi. “Adam körkütük sarhoş olmuş. Anladım ki AK Parti Erdoğan’ı seçerek bizi büyük bir beladan kurtarmış” gibi laflar etti. Yenilir yutulur cinsten değildi.

İşte asıl bomba bu.

Tuncay ÖzkanLevent Gültekin’in istihbarat kaynağı olabilir.

Nitekim Levent Gültekin gelen baskılar üzerine yine kırılıp dökülerek “Özür mahiyetinde” açıklama yaparken ağzından kaçırdı ve şöyle dedi:

“Bana aktarılan, sanırım parti içi kişisel mücadelede kullanılan bilgiyi ispat etme durumum olmadığı için paylaşmamam gerekiyordu.”

Dolayısıyla Muharrem İnce’yi bu konunun üzerinde odaklanmaya davet ediyorum. Telefonla arayıp helalleştiği Levent Gültekin’e “Ahretlik sana bu bilgiyi Tuncay Özkan mı verdi” diye sorabilir.

Benden söylemesi.

 

Bu iş karakolda biter

 

Dün sabırla 17.30’u bekledik.

Ankara’dan temsilcimiz Batuhan Yaşar’la konuştum, muhaliflerin dün 17.30 itibariyle kurultaya gidilmesi için gerekli olan 634+1 delege imzaya ulaşamadığını bildirdi.

CHP Parti Meclisi Üyesi Gaye Usluer ilk açıklama yapan kişiydi. Twitter’dan noter tasdikli yeterli sayıda imzayı perşembe günü Genel Merkez’e ileteceklerini bildirdi.

Genel Merkez gelen ve iletilen imzaları inceleyip kurultaya gidilebilmesi için yeter sayının bulunup bulunmadığına karar verecek.

Sayı 633 olsa bile CHP Genel Merkezi kesin kararlı ve bir kurultayın yerel seçimlerden önce bu durumun bir zaaf oluşturacağı kanısında. Dolayısıyla da mevzuatın gerektirdiği neyse onu yapacak gibi görünüyorlar. Muhalifler ise bastıracak. İş mahkemelik olabilir mi? Mümkün.

Kısaca bu iş karakolda biter.

Eğer sonuçta Kurultay toplanmazsa söylenecek tek şey var:

Yazık oldu Muharrem efendiye.

Bundan sonra iki şey yapabilir:

1-Söz verdiği üzere tavukçuluk yapar.

2-Kemal Bey'e gidip af diler ve kendisine İstanbul ya da en kötü ihtimalle Yalova Belediye Başkan Adaylığı dilenir.

 

 

Rahip Brunson davasında tuhaf kokular

 

Dün Nagehan Alçı “Rahip Brunson meselesinden tuhaf kokular alıyorum. Sanki ABD'de bir el bu rahip Türkiye'den ABD'ye dönemesin istiyor. Onu kurban ederek iki ülke ilişkilerini bozmaya çalışıyor” diye yazdı.

Türkiye gazetesi yazarı Çağrı Erhan da önceki günkü yazısında uzun uzun anlattı. ABD’de 100 milyon Evanjelik mevcut ve ülke politikasını ciddi şekilde domine ediyorlar. Armageddon (Mahşer) beklentisi içindeki bu tuhaf tarikat kendi adamlarını kurtarmak istiyor. Seçimlerde hem oy hem de maddi destek verdikleri Trump’a Brunson için aşırı baskı yapıyorlar. Üstelik Trump’ın yardımcısı Mike Pence de Evanjelik bir fanatik.

Şunu kabul edelim.

Başkan Trump'lı ABD ile Obama yönetimindeki ABD’ye nazaran daha olumlu ilişkiler geliştirdiğimiz ortada.

Nagehan’a katılıyorum. Önceki gün “Rahip Brunson neden serbest bırakılmalı” başlığıyla yazarken çok tepki alacağımı biliyordum ama birilerinin bunu söylemesi gerekiyordu.

Yargının bence sadece hukuki delillerin yetersizliğini değil, uluslararası etkenleri de gözönünde bulundurması gerektiği ortada. İki ülkenin arasını onarılamayacak duruma getirecek bir süreç, yeni bir cephe açılmasından ve ülkemizin zarar görmesinden başka işe yaramayacak.

Bu aşamada çağrım herkese; bırakın hamaseti. Beyanatla ve yazılarla babalanıp efelenmenin reel politikaya faydası yok.

 

 

Mutlu musun Doktor Ö.Y, sayende bir insan öldü

 

Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal, 15 Temmuz Şehitler Aile Sağlık Merkezi’ne gitti. Doktor Ö.Y.’ye eşi Fatma Topal’ın evde bakım hizmeti aldığına dair elinde raporu ve eşi adına düzenlenen sağlık kurulu raporunu göstererek alınması gerekli ilaçları reçeteye yazdırmak istedi.

Ama at gözlüklü Doktor Ö.Y.’yi ikna edemedi. Tartışma çıktı ve doktor beyaz kod vererek polis çağırdı. Polisler de yaşlı adama biber gazı sıkıp ters kelepçe taktılar.

Sonuç; Yusuf Topal kalp krizi geçirip hayatını kaybetti.

Tabip odalarından bir açıklama yok.

Tersi bir durum olsaydı ayağa kalkıp binlerce gösteri yaparlardı.

Bu kadar vicdansız mısınız gerçekten?

Bir ses verin yahu, şaşırtın bizi. “Tüm doktorlar böyle değildir, biz hekim hakları kadar hasta haklarıyla da yakından ilgiliyiz, bu doktoru kınıyor ve hakkında gerekli işlemin yapılmasını bekliyoruz” deyin.

Diyorum ama biliyorum demeyecek, bin dereden bin su getireceksiniz.

Yazık, çok yazık…

O iki polis ise bence bir daha mesleğe geri dönemesin ve adam öldürmekten yargılansın!..

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • hursit dilaver

    04 Ağustos 2018 15:44
    0 0
    siz o amcadaki inatı direnci gördünüz mü.zaten rahmetlinin bir pozu var ki bu dağları ben yarattım havasında.demek her dediği yapılmış. girdigi her yerde ayağa kalkılmış ta,ulan sen kimsin doktor, nasıl yazmazsın tribine girmiş. ne diyelim.ANT. SSK DA 6-7 SENE ÖNCE,doktorum izinli olduğu için bir başka DOKTORA GİTTİĞİMDE BANA BİR BAKIŞI VARDI. AMAN TAMAM VAZGEÇTİM DEDİM SONUNDA.(KIZIM İST.DA İNTÖRN DOKTOR.BAŞINA BİR ŞEY GELİRSE,İHKAK-I HAK EDERİM BİLİN.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;