SİYASET

Etyen Mahçupyan : Dershane kararı

Tarih
20 Temmuz 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Etyen Mahçupyan

20 Temmuz 2015

Seçim sonrasında AKP yönetiminin tavrı bir siyaset dersi niteliğinde… Özetlemek gerekirse ‘sükunet ve sağduyu’ kelimeleri yeterli. Oysa AKP’nin gündeme mesafe alması ve analiz yapması beklenen genç kuşak takipçilerinin daha ‘heyecanlı’ ve tepkisel davrandıkları gözlemleniyor. Son Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında, temel liseye dönüşüm düzenlemesinin iptali sanki dershaneler geri geliyor gibi yorumlanırken, AYM de bir anda yeniden ‘cemaatçi’ kalıba oturtuldu. Siyaseti misyonlaştıran bir yaklaşımınız varsa, iptal müracaatını CHP’nin yapmış olmasından hareketle ‘AYM-cemaat-CHP-Batı-nifak cephesi’ eksenini oturtmanız işten değil… Böylece tüm dünyanın AKP’ye karşı birleşip onu devirmeye çalıştığı türünden son derece rahatlatıcı mega dizayna yaslanmanız mümkün. Bu tutumun muhtemelen AKP’nin özeleştiri ve siyaset üretme kanallarını tıkayacak olması ise söz konusu bakış açısından sorun teşkil etmiyor… 

Oysa biraz daha sakin olunabilirse gerçekliğin çok daha karmaşık olduğu, AKP’nin başarısının karmaşık gerçekliği basite indirgeyerek gelemeyeceği, aksine asıl bu karmaşıklığın yönetilmesini gerektirdiği görülebilir. Her şeyden önce artık karşımızda farklı bir AYM var… Hukuk devleti ve temel hak ve özgürlükler konusunda hassas, Cumhuriyet’in kurucu ideolojisinin değil günümüzün evrensel normlarının peşinde olan bir yüksek mahkeme oluştu ve neredeyse her kararıyla bunu kanıtlamaya devam ediyor. Geçenlerde alınan imam nikahının ‘cezalandırılmaması’ kararı bunun bariz örneklerinden biri. İkinci olarak ‘dershane kararı’ bazı ret kararları ile birlikte geldi. Gülen’in ‘şeref ve itibarının korunmasını isteme hakkının’ ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan müracaat kabul görmedi. Ayrıca Hidayet Karaca’nın tutukluluğuna yönelik hak gaspı iddiası da reddedildi. Böylece AYM alınan kararların herhangi bir siyasi mülahazaya dayanmadığı konusunda titiz davrandığını göstermiş oldu. Üçüncüsü, AYM’nin neyi hangi nedenle iptal ettiğini bilmiyoruz. Bunu gerekçeli karar çıktığında anlayacağız ve nitekim bütün AKP yetkilileri herhangi bir yorum yapabilmek için gerekçeyi görmek gerektiğini vurguladılar. 

Dershanelerin kaldırılması kararı mecburen alınmış ‘uygunsuz’ bir karardı. Çünkü sırf bir grubun kötüye kullanımı nedeniyle bütün bir kurumu ortadan kaldırmayı hedefliyordu. Öte yandan bu siyasi açıdan doğru bir tasarruftu… Çünkü Gülen cemaatinin dinlemeler üzerinden suç üretme, şantaj yapma ve bu gücü siyasete tahvil etme işlevi açığa çıkmış ve uzun vadeli eleman devşirme/yerleştirme operasyonunun da esas olarak dershaneler sayesinde yürütüldüğü anlaşılmıştı. Ancak meselenin hukuki tarafına gelindiğinde sorunlar var. Örneğin girişim özgürlüğünün engellenmesi temel bir ihlal teşkil etmekte. Davutoğlu eğitim politikasının hükümete ait olduğunu ve AYM’nin buna karışamayacağını söylerken ne kadar haklıysa, çözümün dershaneye gerek duyulmayan bir eğitim sisteminin yaratılmasından geçtiği de o denli doğru. 
Siyaseti gündeme alet eden yaklaşım AKP’ye zarar verir. İptal isteminin CHP tarafından yapılmasını mesele ederken, kendi siyasetinin hukukla ilişkisini kuramayan bir AKP’nin kimseye hayrı olmaz… 

Akşam

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • hpr

    20 Temmuz 2015 13:17
    4 0
    eğer eğitimin özel sektör tarafında özel dershane ve özel okullarda çalışan öğretmenlerin neredeyse tümü devlete geçmek için çırpınıyorsa demek ki buralarda ciddi yanlış giden yada en azından üzerinde ciddi bir çalışma araştırma yapılması gereken bir durum vardır diye düşünüyorum.....hangi meslek gurubunda olursa olsun çalıştığı yerde sosyal güvencesi maddi olanakları çalışma şartları normal olan bir çalışan durduk yerde çalıştığı yeri terk edip devlete başvurmayı kolay kolay düşünmez.....eğer bu dershaneler ve özel okullarda öğretmenler açısından bir takım anormallikler olmasaydı böyle bir tabloyla karşılaşılmazdı sanırım....eğitim denilen olgunun en önemli iki elemanının öğrenci ve öğretmen olduğu düşünülürse öğretmenlerin devlete geçmek için fırsat kolladığı bu düşündürücü tablodan düzgün bir sonuç çıkığını yada çıkacağını beklemek mantıkla pek bağdaşmayabilir .....bu meseleyi devlete kapağı atmak masalının arkasına sığınmaya çalışarak açıklamak da doğru bir yaklaşım değildir çünkü az önce ifade etmeye çalıştığım gibi şartlarından memnun olan bir kitle devlete başvurmak için bu kadar çırpınmaz ..... geçmiş yıllarda devlette çalışan öğretmenlerin istifa ederek dershane ve özel okullara geçtiği bir noktadan tablonun 180 derece tersine dönmesinin sorumlusu sanıyorum ki öğretmenler değildir.....bunun sebeplerinin netleşmesi için bakanlığın özel okul veya özel dershanede çalışan veya geçmişte çalışmış olan öğretmenlerle diyaloga geçmesi gerekir bence..... öyle sanıyorum ki böyle bir diyalog kurulduğunda pek çok şey daha da netleşir... çünkü eğer bunlar netleşmezse sayın bakanın bahsettiği kurtlar kuşlar farklı bir sıfat veya kimlikle ve farklı postlar altında yine mevcudiyetini sürdürecek demektir.... öte yandan dershane öğretmenlerini devlete alabilen bir meb esas o zaman eğitimde fırsat eşitliğini sağlayarak kurdun kuşun maskesinin düşmesini sağlar diye düşünüyorum....
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;