DÜNYA

Engin Ardıç : Gücü gücü yetene

Tarih
11 Nisan 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Engin Ardıç

11 Nisan 2015

Aleksis Çipras, Almanya'dan savaş tazminatı istiyor. Tam 279 milyar avro, ya da 305 milyar dolar.
Bayan Merkel hemen "hayır" dedi, yüzüne de tuhaf tuhaf baktı. Ben de Le Monde gazetesine baktım, "Çipras ateşle oynuyor" yorumunu patlatmış.
Oysa Almanya Yunanistan'a bir miktar tazminat ödemişmiş zaten, 71 milyar avro ödemiş.
Çipras'ın efeliğine bizim solcular sevinmişlerdir.
Hiç olmazsa açık konuşuyorlar (bir yandan da harıl harıl kravat takmayan yeni bir lider arıyorlar kendilerine.) Avrupa solcuları ikiyüzlü davranıyorlar:
Hem Çipras'ın iktidara gelmiş olmasını takdirle karşılıyorlar, hem de içlerinde "ya paraları ödemezse" korkusu var. Bizim solcuların böyle bir endişesi yok, çünkü Yunanistan'ın bize borcu yok.
Korkmasınlar, IMF ile anlaşmak zorunda kalan Çipras siyasi tarihe tıpkı Ecevit gibi "büyük bir balon" olarak geçecek...
Daha fazla savaş tazminatı yerine de elbette hava alacak.
İmdi, bu işin "ölçüsü" nedir?
Rusya da Almanya'dan zarar ziyan tazminatı istesin... Buna karşılık Almanya da ırzına geçilen kadınlarının ve kızlarının başlık parasını...
Diğer ülkeler, örneğin Fransa niçin Almanya'dan beş kuruş istemiyor?
Almanya dört yıl boyunca Fransa'nın iliğini kemiğini emmişti.
Biz niçin Çipras'tan, 1922 yılında yaktıkları Manisa'nın "yeniden imar masraflarını" talep etmiyoruz?
Ya onlar da geriye gidip "Sakız adası katliamının" kişi başına tazminatını hesaplamaya kalkarlarsa?
Bu işin ölçüsü nedir ve de kantarın topuzunu kaçırmadan kaç yıl geriye gidilebilir?
Örneğin, İkinci Dünya Savaşı'nın faturasını çıkarmak mubah, buna karşılık Birinci Dünya Savaşı'nın parasını istemek abes midir?
Öyleyse Ermeniler niçin bizden tazminat isterler? Şimdi Rusya da Fransa'dan Napoleon'un verdiği zarar ziyanı karşılamasını istese, buna kargalar mı gülerler martılar mı?
O çok eski bir mesele...
Eee, yetmiş beş yıllık mesele yeni bir mesele mi?
Japonya Pearl Harbor'da batırdığı gemileri tazmin etsin, buna karşılık Amerika da dümdüz ettiği Hiroşima ve Nagazaki'nin "kentsel dönüşüm" maliyetini...
Görüldüğü gibi, sonu yoktur. Ve de Yunanistan'ın Avrupa Birliği'nden bol keseden alıp avuç avuç yediği paraların üstüne yatmak için bu tür çocukça yollara başvurması gülünçtür.
Ama o paraları Çipras savurmadı ki, PASOK ile Nea Dimokratia partileri piç ettiler...
Eh, Ermeniler'i de Erdoğan kesmedi ki, Talat kesti.
Görüldüğü gibi bu işler "tutturabildiğine" yürümektedir ve Çipras tutturamayacaktır.
Siz dua edin de Avusturya hükümeti bizden iki kere kuşattığımız Viyana'nın savunma masraflarını almaya kalkmasın.
O zaman biz de hemen Macaristan'ın parasını isteriz.

Sabah

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • R_olcen

    11 Nisan 2015 09:56
    3 0
    Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan ordusunun 3 sene boyunca işgal ettiği Anadolu’da vahşice öldürdüğü binlerce masum insanın yanı sıra onbinlerce ev, bahçe, iş yeri, fabrika ve kamu binası da yakılarak, bugünkü değerle katrilyonları bulan maddi zarar vererek yılların birikimi yok edilmiş ve Türkiye büyük bir zarara uğratılmıştı. Bu yüzden Lozan Antlaşması’nın 59. maddesi ile Yunanistan’ın gerçekleştirdiği bu yıkımın tamiri için 4 milyar altın Frank ödenmesine karar verilmiş ve Yunan tarafı da ödemeyi resmen kabul etmişti. Fakat Lozan’da “tazminat” kelimesi yerine “tamirat” kelimesi kullanılarak Yunanistan’ın dünya önünde suçlu olduğunun kabulü engellenmişti. Antlaşmada sadece savaşta Yunanlıların Anadolu’da verdikleri zararı “tamir” ettirme şartı ile yetinmiştik. Halbuki Yunanistan 1 lira bile tazminata mahkum edilseydi suçu tescillenecekti. Ancak İsmet Paşa “tazminat” almak şöyle dursun Yunanistan’ın mali durumunun kötü olmasını gerekçe göstererek Yunanlıların bile ödemeyi resmen kabul ettikleri ‘tamirat’ bedelinden vazgeçerek zenginlikleri yakılarak yok edilen Türkiye’nin doğal olarak kazandığı bir hakkı Türk halkı namına Venizelos’a ve Yunanistan’a bağışladı. Sanki avukatlığı kendisine düşmüş gibi, Yunanistan’ın 4 milyar altın Frank tutarındaki tamirat bedelini ödeyecek malî durumu olmadığını söyleyerek TBMM’nin bütün ısrarlarına rağmen Yunanlıları affetmiş, Meclis’te yaptığı konuşmada ise “Barışın bir an önce gerçekleşmesi için tarafımızdan büyük bir fedakârlık” yapıldığını ileri sürmekten çekinmemişti. Madem malî durumu iyi olmayan Yunanistan’ın iyiliği için bu parayı affettiniz, peki Türkiye’nin malî durumu çok mu iyi idi de bunun dörtte biri kadar olan Osmanlı borçlarını son kuruşuna kadar ödemeyi taahhüt ettiniz? Neden bu 4 milyar altın Frank parayı Yunanistan’ın kendisi bile resmen ödemeyi kabul ettiği halde siz kendiniz bağışladınız..? Veya borcu bağışlamak yerine neden küçük taksitlere bölerek uzun yıllara yaymadınız? Ya da hiç değilse bu paranın sadece dörtte biri kadar olan (ve 1933 yılındaki konsolidasyonla 962 milyon Franga bağlanan) Osmanlı borçlarını neden Türkiye’nin üzerinden sildirmediniz..? Halbuki Yunanistan’a lütfettiğimiz paranın dörtte biri ile Osmanlı’dan kalan borçlarımızı ödeyebilir ve bunun üç katı parayı da cebimize koyabilirdik. Oysa yıllarca fakirliklerini Osmanlı borçlarına bağlayıp ödeye ödeye bitiremediğimizi dillerine dolayıp Osmanlı’yı kötüleyen İsmet Paşa ve kafasındakiler işgalci Yunanistan’a bu miktarın 4 katını acıyarak hibe ettiler.. Sonuçta Yunan halkına acıyanlar Türk halkına acımadılar ve Yunanistan’a kıyamayanlar Osmanlı’ya da Türkiye’ye de kıydılar.. Hem de içlerinde hiç bir rahatsızlık hissetmeden..! kaynak '' http://www.yalanyazantarihutansinn.org/yunanistana-4-milyar-altin-franki-nasil-aciyip-bagisladik/''
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;