Sesli Makale

23 Nisan 2015

Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan, falan filan... Lagalugayı çocuklara bırakın da ciddi konulara gelelim.
Çok kişi, CHP'nin "uçuk" seçim bildirgesinde yalnızca ekonomiye takıldı. Oysa bu partinin "yeni köprüyü yaptırmayacağız" gibi daha çarpıcı ve yıkıcı niyetleri de var.
Bendeniz daha başka inceliklere de baktım... Örneğin CHP, "yurtdışındaki yurttaşlar 10 vekille temsil edilecekler" diyor. Anayasa değişikliği gerektirir.
Bunların çoğu AKP, birkaçı da HDP tarafından paylaşılır.
Buradan CHP'ye ekmek yoktur. Ama nasıl olsa CHP iktidara gelemeyeceği için bunu da kafaya takmaya değmez.
Bir başka ilginç teklif, şu ünlü seçim barajı üzerine: CHP, seçim barajını yüzde 5'e düşürecekmiş.
İktidara gelemeyeceği için bunu da ciddiye almanın gereği yok ama bir düşünelim... İlk bakışta çok demokratik, çok alafortanfonik, falan filan.
İyi ama kime yarar? Quid prodest?
HDP hariç hiçbir partiye... HDP şimdiki barajla meclise girerse zaten konu kapanır, giremezse umudu 2019'a kalır. Ya da CHP hükümet kursa da bunu gerçekleştirse, en erken dört yıl sonra semeresi alınır, ayrıca onun da CHP'ye faydası yoktur.
Başkaca? Başkaca hiç. Yüzde 5 seçim barajından olumlu etkilenecek, bundan yarar sağlayacak başka hiçbir parti yok.
Minik partilerin yüzde 5 barajına yaklaşmaları bile mümkün değil. Toplasan toplasan yüzde biri ikiyi zor buluyorlar. Nasyonal sosyalistler yani faşistler de en fazla oralarda dolaşabiliyorlar.
Bunu 2002 seçimlerinden önce örneğin Ecevit yapabilseydi, Cem Uzan'a yarardı, artık bir anlamı yok.
Sahi, 28 Şubat rejiminde iktidar elinizdeydi, o zaman niçin düşürmediniz?
Hani "halk cahil" diyenlere, "otuz sene iktidarda kaldınız, niçin eğitmediniz" diye sorduğumuz gibi soruyoruz.
Niçin seçim barajını hepten kaldırmayı teklif edemiyorsunuz? İpini kıran meclise dalar, siyasi tablo 1919-1933 döneminin Weimar Almanyası'na döner, hükümet kurulamaz ve ülke yönetilemez duruma düşer, öyle değil mi?
CHP'nin seçim bildirgesinde yer alan bir başka netameli konu, cumhurbaşkanının durumu. "Partilerüstü, sembolik yetkilerle donatılmış, yürütme ve yasama üzerindeki etkisi sınırlandırılmış cumhurbaşkanı modeli yeniden tesis" edilecekmiş!
Yani CHP mecliste 330'u geçecek de anayasayı bir kez daha referanduma, bu kez ters yönde götürecek, öyle mi? (Bu durumda AKP toplam 100 kişiye falan düşüyor!)
Halk da "başkanı kendim seçme hakkımdan vazgeçiyorum, eskiye dönüyorum" diyecek! Cahil ya...
Öbür türlü nasıl? Kanun değişikliği geriye doğru işleyecek de Erdoğan'ı devirecek misiniz? 2019 yılı ağustos ayının 10'uncu günü mesai saatinin bitimine kadar kılına bile dokunamazsınız. O da bildiğini okur.
Ciddi konular demiştim galiba, özür dilerim.

Sabah