Sesli Makale

Ahmet Hakan, şu günlerde atıyor, tutuyor, Fethullah Gülen’i ve ekibini yerden yere vuruyor. Hepimizden çok FETÖ düşmanı görüntüsü veriyor.

Gerçekten öyle mi peki? Değil elbette. Çünkü, geçmişini biraz kaşırsanız, son derece farklı bir Ahmet Hakan ortaya çıkıyor.

Bu da çok doğal! Çünkü, Ahmet Hakan’ın tarzı bu. İşine geldiğinde sırt sıvazlıyor, işine gelmediğinde karşısına geçip, atışa başlıyor.

Biliyorsunuz, bir dönem de Selahattin Demirtaş’ı parlatmıştı. Kanlı terör örgütü PKK’ya destek veren bu adamı kitlelere şirin göstermek için elinden geleni yapmıştı. Televizyona çıkartmış, eline saz verip çaldırtmış, HDP’nin Genel Başkanı’na seçim öncesi sandık desteği sağlamıştı.

Şartlar değişince, Ahmet Hakan da değişti…

Son günlerde HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef tahtasına yerleştirip, atışa başladı.

Tipik bir Ahmet Hakan klasiği!

***

Boş konuşmuyorum, yazdıklarım belgeye dayanıyor…

Tarih: 13 Haziran 2011. Seçimlerin ardından, Ahmet Hakan CNN Türk’teki “Tarafsız Bölge” Programı’nda CHP’yi masaya yatırıyor. Programda, CHP açısından seçim sonuçları analiz ediliyor. Konukları ise, CHP’nin eski Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Tosun, SONAR Araştırma Şirketi Başkanı Hakan Bayrakçı ve Barış Yarkadaş.

İnternette var, indirip siz de izleyebilirsiniz.

Ahmet Hakan önce bir “CHP güzellemesi” yapıyor. “Yeni CHP”nin faziletlerini anlatıyor. Aynen şu ifadeyi kullanıyor:

-Ben CHP’li değilim. Ancak, CHP’deki yeni söylem benim hoşuma gidiyor.

Selahattin Demirtaş’a yaptığı gibi, Kemal Anadol’un tabiriyle “tertip programda” Kemal Kılıçdaroğlu’nu koruyup kollamak için çırpınıp duruyor.

Kemal Anadol ise, “Partinin yenisi mi olur” diyor:

-Rakının yenisi olur. Biz, yeniden CHP diyoruz.

Anadol, daha sonra “Yeni CHP” ve Kılıçdaroğlu’nu alabildiğine eleştiriyor:

-Kemal Bey, Genel Başkan olurken, parti içi demokrasiyi getireceğini söyledi. Hangi Parti Meclisi kararı ile Yeni CHP oluştu? Kurultay mı karar verdi? Hayır, sadece birisi “Yeni CHP” dedi. Ne olduğu da belli değil.

Daha sonra, parti içindeki “Fethullahçı kadrolardan” bahsediyor. Tek tek isim vererek, “Adam sanki Fethullah Gülen’in avukatı” diyor. “Dağdan gelenler bağdakileri kovdu’ ifadesini kullanıyor. Bazı isimleri “Fethullah Gülen adına konuşmakla” suçluyor.

Hemen Ahmet Hakan devreye gidiyor…

-Ama ne var bunda? Adaylarınızdan biri böyle bir şey söyleyebilir. Fethullah Gülen’e haksızlık yapıldığını düşünemez mi yani?

Evet, o günkü Ahmet Hakan bunları söylüyor!

Açın isterseniz programı, sizler de izleyin.

***

Kemal Anadol, Ahmet Hakan’a tepki gösterip, soruyor:

-Tam o tartışmanın ortasında mı?

Ahmet Hakan, “evet” cevabını veriyor.

Anadol da sert bir ifade ile sesini yükseltip, “olmaz efendim” diyor.

Meseleyi daha iyi anlayabilmek için biraz da o dönemdeki gelişmelere bakmak lazım. FETÖ’nün kontrolünde olan bazı seyahat acenteleri tarafından yurt dışına geziler düzenleniyor. Bu gezilere bazı CHP’li üst düzey isimler davet ediliyor. Yurt dışında Gülen’in okulları ziyaret ediliyor. Geziye katılan CHP’lilerden bir kısmı Fethullah Gülen hakkında övgü dolu sözler sarf ediyor.

Kemal Anadol, işte bu tabloya tepki gösteriyor.

Bugün “FETÖ de FETÖ” diye yazılar yazan Ahmet Hakan ise, Fethullah Gülen’e yönelik eleştirilere göğsünü siper ediyor.

Şimdi daha iyi anlaşıldı sanıyorum. Durup dururken yazıya “Ahmet Hakan’ın FETO sevdası” başlığını koymadım!

***

Tam da bu noktada, “Ahmet Hakan zaten son günlerde sürekli açığa düşüyor, gol üzerine gol yiyor, O’nunla ilgi kendi gazetesinde ilanlar bile veriliyor” diyebilirsiniz. Bu olayı yadırgamadığınızı da söyleyebilirsiniz.

Benim derdim zaten sadece Ahmet Hakan değil…

Sözüm herkese. Ben sadece Ahmet Hakan örneğini vererek, son günlerce çok ihtiyacımız olan bir noktaya dikkat çekmek istedim:

Omurgalı olmak gerekiyor, omurgalı!

Akşam
28 Ağustos 2016