DÜNYADA ticaret savaşları nedeniyle oluk oluk kan ve para akıyor. G-7 zirvesinde bir fotoğraf vardı. ABD Başkanı koltukta oturmuş, diğer 6 ülkenin liderleri etrafını sarmış ve ayaktaydı. Bu fotoğrafı herkes farklı yorumlayabilir. Benim gördüğüm ise diğer 6 lideri ayakta tutan tek bir kişinin olması... O da oturan Trump...
"Güç bende" diyor, meydan okuyor.
Nitekim o zirvede ABD'nin koyduğu gümrük vergilerine misilleme yapacaklarını açıklayarak Trump'ı eleştiren Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Washington hedefine giren ilk liderdi. Beyazsaray Ticaret Danışmanı Peter Navarro ekranlarda "Başkan Trump'ı kapıdan çıkarken sırtından bıçaklamak isteyen liderler için cehennemde özel bir yer var" diyerek Kanada Başbakanı'na ilk atışı yaptı.
Dünya para savaşlarında artık liderler "Cehennem" ile tehdit ediliyor. Kavga, hayal edemeyeceğimiz boyutta... Dünyanın bir numaralı petrol zenginlerinden biri Venezuela... Ancak petrolü çıkaramıyor.
Haliyle yeryüzünün en fakir ülkelerinden biri haline gelen Venezuela, ABD'ye olan direncini kırdı. Ülkeyi 50 milyar dolara IMF'e sattı. Artık Venezuela'yı ABD'den gelen memurlar yönetecek. İtalya trilyon dolarlık borç batağında. Almanlar "Detsche Bankımız İtalyanlar'a verdiği borcu tahsil edemediği için batıyor" diye ağlıyor. Avrupa'nın birçok ülkesi ABD operasyonları ile iflasın eşiğinde...
Fransa, Afrika ülkelerinden aldığı 500 milyar dolarlık haraçla ayakta duruyor.
Afrika'dan çıkarıldığında batanlar kervanına katılacak. İngilizler artık "Güneşin batmadığı imparatorluk" değil. Zira bu ülkede artık güneş doğmuyor. Türkiye'yi kendilerine ticari ortak yapmak için akla hayale gelmedik operasyonlar çekiyorlar.
Dünya ekonomisinde böylesine kaotik ortamın yaşandığı dönemde Batı basını dün "Türkiye 2018'in ilk üç ayında yüzde 7.4 büyüdü" diye ağlayarak manşetler atıyor. Alman Der Spiegel dergisi "Dünyayı yeni dönemde yönetecek 4 lider" diye kapak yapıp aralarına Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı da koyuyor. Hem bu görüntüden nefret edip saldırıyorlar, yıllardır "Bitti, gidiyor" diye hayaller satıyorlar... Hem de sonunda gerçeğe dönüp "Maalesef dünyayı yönetecek" diye itirafta bulunuyorlar. Artık kafasını kaldırıp dünyaya bakan Türkiye'nin tezgahlara ve sömürülerine soktuğu çomak onlara "Kazıklı Voyvoda" sarsıntısı yaşatıyor. O yüzden Erdoğan'ı istemiyorlar, Türkiye'deki muhalefete sanki kendi ülkelerinin partileriymiş gibi sınırsız destek veriyorlar. Nitekim Times gazetesi dün Erdoğan'ı yerden yere vuruyor. "AKM'den arda kalanların fotoğrafı, Türkler'e Cumhuriyet'in kurucu ilkelerinden ne kadar uzaklaştığını hatırlatmaktan öteye gidemedi" diyerek aptalca saldırıyor. O AKM'nin yerine daha görkemlisi dikilecek. Ancak eskisinin yıkılması ilkelerden nasıl uzaklaşıldığının bir göstergesiymiş. İnsanın "Bre ahmak" diyesi geliyor. "Koskoca ülkenin Cumhuriyet ilkeleri bir binanın ayakta kalmasına mı bağlı? Bu kadar zayıf mı yani" diye şaplak indiresi geliyor.
Erdoğan'a saldıran Times Muharrem İnce'yi "SEKÜLER lider" deyip göklere çıkarıyor, Meral Akşener'i "CAZİBELİ LİDER" övgüsüyle bulutların üzerine fırlatıyor.
Times'ı okuyan başka ülke insanlarının, bizim muhalefeti sanki İngiltere'nin partisiymiş gibi algılaması işten bile değil.
ABD eski Başkanı Barack Obama'nın tüm ikili görüşmelerine katılan ulusal güvenlik danışman yardımcısı Ben Rhodes bir kitap yazdı. "Olduğu Gibi Dünya" isimli kitabında "Erdoğan, Obama'nın yüzüne bir yıl içinde nasıl 180 derece dönüş yaptığını söyledi" diyor. Ben Rhodes görüşmeden sonra Obama'nın "Erdoğan ile tartışmaktan nefret ediyorum" dediğini aktarıyor. Geçtiğimiz hafta ahaber'de Yaz-Boz'da Demirel dönemi bakanlarından Ali Naili Erdem'in röportajını yayınladık. Amerikalılar gelip Milli Eğitim Bakanlığı'nı denetlemek istiyor. Sanki biz müstemleke ülkesiymişiz gibi... Erdem buna karşı çıkıyor. Zamanın Genelkurmay Başkanı Semih Sancar "Ali Bey bu duruşun karşısında seni alnından öpmek istiyorum. Ama Amerikalılar olmasa askerimize giydirecek tek postal bulamayız" diyor.
yazının devamı
"Güç bende" diyor, meydan okuyor.
Nitekim o zirvede ABD'nin koyduğu gümrük vergilerine misilleme yapacaklarını açıklayarak Trump'ı eleştiren Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Washington hedefine giren ilk liderdi. Beyazsaray Ticaret Danışmanı Peter Navarro ekranlarda "Başkan Trump'ı kapıdan çıkarken sırtından bıçaklamak isteyen liderler için cehennemde özel bir yer var" diyerek Kanada Başbakanı'na ilk atışı yaptı.
Dünya para savaşlarında artık liderler "Cehennem" ile tehdit ediliyor. Kavga, hayal edemeyeceğimiz boyutta... Dünyanın bir numaralı petrol zenginlerinden biri Venezuela... Ancak petrolü çıkaramıyor.
Haliyle yeryüzünün en fakir ülkelerinden biri haline gelen Venezuela, ABD'ye olan direncini kırdı. Ülkeyi 50 milyar dolara IMF'e sattı. Artık Venezuela'yı ABD'den gelen memurlar yönetecek. İtalya trilyon dolarlık borç batağında. Almanlar "Detsche Bankımız İtalyanlar'a verdiği borcu tahsil edemediği için batıyor" diye ağlıyor. Avrupa'nın birçok ülkesi ABD operasyonları ile iflasın eşiğinde...
Fransa, Afrika ülkelerinden aldığı 500 milyar dolarlık haraçla ayakta duruyor.
Afrika'dan çıkarıldığında batanlar kervanına katılacak. İngilizler artık "Güneşin batmadığı imparatorluk" değil. Zira bu ülkede artık güneş doğmuyor. Türkiye'yi kendilerine ticari ortak yapmak için akla hayale gelmedik operasyonlar çekiyorlar.
Dünya ekonomisinde böylesine kaotik ortamın yaşandığı dönemde Batı basını dün "Türkiye 2018'in ilk üç ayında yüzde 7.4 büyüdü" diye ağlayarak manşetler atıyor. Alman Der Spiegel dergisi "Dünyayı yeni dönemde yönetecek 4 lider" diye kapak yapıp aralarına Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı da koyuyor. Hem bu görüntüden nefret edip saldırıyorlar, yıllardır "Bitti, gidiyor" diye hayaller satıyorlar... Hem de sonunda gerçeğe dönüp "Maalesef dünyayı yönetecek" diye itirafta bulunuyorlar. Artık kafasını kaldırıp dünyaya bakan Türkiye'nin tezgahlara ve sömürülerine soktuğu çomak onlara "Kazıklı Voyvoda" sarsıntısı yaşatıyor. O yüzden Erdoğan'ı istemiyorlar, Türkiye'deki muhalefete sanki kendi ülkelerinin partileriymiş gibi sınırsız destek veriyorlar. Nitekim Times gazetesi dün Erdoğan'ı yerden yere vuruyor. "AKM'den arda kalanların fotoğrafı, Türkler'e Cumhuriyet'in kurucu ilkelerinden ne kadar uzaklaştığını hatırlatmaktan öteye gidemedi" diyerek aptalca saldırıyor. O AKM'nin yerine daha görkemlisi dikilecek. Ancak eskisinin yıkılması ilkelerden nasıl uzaklaşıldığının bir göstergesiymiş. İnsanın "Bre ahmak" diyesi geliyor. "Koskoca ülkenin Cumhuriyet ilkeleri bir binanın ayakta kalmasına mı bağlı? Bu kadar zayıf mı yani" diye şaplak indiresi geliyor.
Erdoğan'a saldıran Times Muharrem İnce'yi "SEKÜLER lider" deyip göklere çıkarıyor, Meral Akşener'i "CAZİBELİ LİDER" övgüsüyle bulutların üzerine fırlatıyor.
Times'ı okuyan başka ülke insanlarının, bizim muhalefeti sanki İngiltere'nin partisiymiş gibi algılaması işten bile değil.
ABD eski Başkanı Barack Obama'nın tüm ikili görüşmelerine katılan ulusal güvenlik danışman yardımcısı Ben Rhodes bir kitap yazdı. "Olduğu Gibi Dünya" isimli kitabında "Erdoğan, Obama'nın yüzüne bir yıl içinde nasıl 180 derece dönüş yaptığını söyledi" diyor. Ben Rhodes görüşmeden sonra Obama'nın "Erdoğan ile tartışmaktan nefret ediyorum" dediğini aktarıyor. Geçtiğimiz hafta ahaber'de Yaz-Boz'da Demirel dönemi bakanlarından Ali Naili Erdem'in röportajını yayınladık. Amerikalılar gelip Milli Eğitim Bakanlığı'nı denetlemek istiyor. Sanki biz müstemleke ülkesiymişiz gibi... Erdem buna karşı çıkıyor. Zamanın Genelkurmay Başkanı Semih Sancar "Ali Bey bu duruşun karşısında seni alnından öpmek istiyorum. Ama Amerikalılar olmasa askerimize giydirecek tek postal bulamayız" diyor.
yazının devamı
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
557 kez izlendi
Salih Tuna : Bıyık da yetmiyor
557 kez izlendi
Ergün Diler : Adidas
1477 kez izlendi
Zafer Şahin : AYM’de kimin dediği oldu?
2185 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.