Sesli Makale

14 Temmuz 2015

Herkesin dikkati nasıl bir koalisyon kurulacağına odaklanmış durumda.. Ak Parti-CHP koalisyonu mu, Ak Parti-MHP koalisyonu mu, yoksa erken seçim mi? Aritmetik bakılacak olursa teorik olarak Ak Parti-HDP koalisyonu da olabilir. Ama bu ihtimal yok denecek kadar düşük veya düşüyor.. Koalisyon görüşmeleri başladı. Sonra söylenmesi gerekeni başta söylemek gerekirse.. En gerçekçi ve olabilirliği en yüksek koalisyon senaryosu Ak Parti-MHP olarak görünüyor. Bunun gerekçelerini başka bir yazıya bırakıp Ak Parti-HDP formülünü konuşalım..

“Açılım” ve “çözüm” süreçleriyle Kürtlere tanınan gecikmiş hakların elde edilmesini PKK ve uzantısı HDP, “PKK’nın silahlı mücadelesi”ne bağlıyor. Böylece Kürtlerin PKK ve HDP’ye minnet borcu olduğu mesajı veriyorlar. “Biz olmasaydık devlet sizi ezmeye devam ederdi” demek istiyorlar.

Eğer PKK terörü olmasaydı çok büyük ihtimalle eski devletin Kürtlerden esirgediği haklar, Turgut Özal liderliğindeki ANAP iktidarları zamanında tanınacaktı. Yani PKK terörü, söylenenlerin aksine Kürtlere tanınan hakların gecikmesi ve eski devletin zulmünü sürdürmesi dışında başka bir işe yaramamıştır.

HDP ve PKK hala çözüm sürecinin hiçbir işe yaramadığını anlatmaya çalışıyor ve teröre zemin hazırlıyor. Bugün pek şansı olmasa bile HDP’nin adı muhtemel koalisyon ortakları arasında geçebiliyorsa bu, devletin Hükümetin çözüm adımları sayesinde olmuştur. Bugün HDP % 13 oy alabildi ise bu terör sayesinde değil, ikibuçuk seneden beri devam eden çözüm umudu sayesindedir. HDP % 13 oyu terör yaptığı için değil, Türkiyelileşme mesajı verdiği için, terörden uzaklaşma görüntüsü verdiği için almıştır. Tıpkı geçen yıl Cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’ın % 9’un üzerinde oy alması gibi. Geçmiş yıllarda terör, şiddetle devam ederken PKK’nın siyasi uzantılarının ne kadar oy aldıkları ortadadır.

Fakat görünen o ki HDP bu durumu farklı göstermeye çalışıyor. Halkı aldatmaya devam ediyor. Türkiyelileşme mesajı ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde %10’a yakın oy aldıktan iki ay sonra, kendisinden farklı düşünen 50 civarında Kürdün, Kobani bahanesiyle öldürülmesine sebep olduğu gibi.. % 13 oy aldıkları 7 Haziran seçimlerinin ardından da saçma sapan gerekçeler göstererek terör ve şiddeti tırmandırıyorlar.

PKK’nın Kandil’deki başı Cemil Bayık konuşuyor.. "Türk devleti 'Ben devletim, bildiğimi yaparım' diyerek ateşkese uymamış” “Onlarca karakol, askeri amaçlı yol ve askeri amaçlı barajlar yaparak ateşkes koşullarını demokratik siyasal çözüm için değil, yeni bir savaş için ciddi bir hazırlık yapmak ve gerçekleşecek savaşta avantajlı konuma gelmek için kullanmış.”

Lafa bakın.. “Askeri amaçlı yol,” “Askeri amaçlı barajlar..!” Utanmasalar “Askeri amaçlı seçim yaptılar” diyecekler..

PKK, "tüm barajların yapımının durdurulmasını” istiyor, bundan sonra tüm barajların, baraj yapımında kullanılan araçların, PKK’nın hedefinde olacağını söylüyor. Ve “Bu nedenle bu baraj yapımını üstlenen müteahhitlerin ve burada çalışanların tümü derhal bu alanlardan çıkmalıdır" diye ekliyor.

Seçim öncesi Doğan Grubu’nun “Saz çalıp türkü söyleyen Selahattin Demirtaş” güzellemeleri ile Cumhuriyet Gazetesi’nin "Yere izmarit bile atmayan PKK" övgülerine mazhar olan “Çevreci çocuklar” yeniden adam öldürmeye ve kan dökmeye başladılar.

12 Temmuz’da Siirt’te yol yapan 4 iş makinasını yaktılar. Aynı gün Ardahan’da minibüsü taradılar. Bir kişiyi öldürdüler, yaralılar da var. Bu terör olayları karşısında “Saz çalan Selahattin”den “tık” yok.

HDP’yi destekleyen “savaş karşıtları” “LGBTİ”ler, Etiler ahalisi ve asabiyet duygularıyla hareket eden mütedeyyin Kürt kardeşlerimiz, umarız -en azından kendi vicdanlarında- bir izahat getiriyorlardır bu yapılanlara..

Eğer PKK, Abdullah Öcalan’ın işaret etiği vakit silah bırakmış olsa ve tüm Türkiye’ye çözüm süreci konusunda gerçekten “güven” vermiş olsaydı, koalisyon tartışmalarının ön planda olduğu şu günlerde biz muhtemelen en güçlü koalisyon senaryosunun “Ak Parti-HDP” formülü olduğunu konuşuyor olacaktık. PKK ve HDP elbirliği ile bu ihtimali öldürmüş oldular. Şimdi bırakın Hükümet ortağı olmayı artık HDP “saygın bir muhalefet” bile sayılmayacak.

Fırsatlar, ilanihaye insanların veya toplumların uyanmasını beklemez. Geçer gider. Kürt kardeşlerimiz,“milliyetçilik duygularıyla” nasıl bir fırsatı reddettiklerini ilerleyen süreçte belki daha net göreceklerdir.

Ama bunun derdine yanmak bize düşmez..

Biz espri olsun diye yazdık ama kim bilir, belki de Kürtler “Devletin askeri amaçla seçim yaptırdığına”inanıyorlardır.. Belki de verdikleri oylarla bu oyunu bozmuşlardır!

Kanalahaber.com