Sesli Makale

7 Mart 2015

İktidara geldiklerinde asacakları gazetecilerden biri de benim... Elif Çakır’ı, Halime Kökce’yi, Nihal Bengisu Karaca’yı asacaklarmış... 

Fakirin ismini de zikretmişler, eksik olmasınlar.

Ne zaman olacak bu iş?

İktidara geldiklerinde...

Herhalde CHP iktidarı kastediliyor... “Asılacaksınız” tehdidinde bulunanlar, çünkü, kendilerini “ulusalcı”, “Kemalist”, “CHP’li” olarak lanse ediyor. Aralarında bol miktarda paralel unsur var; “haram yemedim” lejandının sahipleri de aynı ses tonuyla “asılacaksınız” diye ünlüyor. Oralara kadar sızmışlar demek ki... “Hoşgörü, diyalog, bir yanağına tokat yediğinde diğer yanağını da uzat...” Sonra da“asılacaksınız...” Bravo.

Gürsel Tekin dostumuz, daha naif bir tedbirle (!) yetineceklerini, 8 Haziran günü havuz gazetelerine el koyacaklarını söylüyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Hayır, böyle bir şey olmayacak, gazetelere el koymayacağız” müjdesini verdi de, hem gazetelerimizi, hem de Gürsel Tekin’i kurtardı. Ama kellelerimiz tehlikede.

Nitekim Mehmet Tezkan diye biri çıktı ve Kabataş konusunda yazan gazetecilerin yargılanmaları gerektiğini söyledi.

Olur...

İktidara geldiğinizde bunu yapın. Yapmadığınız şey değil...

Şanlı matbuat tarihiniz “yaptıklarınızın” sayısız örnekleriyle dolu...

Fakat niye sadece biz yargılanıyoruz kuzum?

Halkı galeyana getirmek ve nefret duygusu oluşturmak “tecziye” nedeniyse, “Sen ne korkak bir O... çocuğusun” diyen refiklerini neden muaf tutuyorsun bundan?

Elif Çakır (ve listedeki gazeteciler) yargılanmalı da, “Ay Banu, resmen devrim... İçimden devrim demek geçiyor!” diyen Ece Temelkuran yargılanmamalı mı? “Böyle devam ederse birkaç belediye otobüsünün daha yakılacağı” müjdesini veren çapkın refikiniz Özgür Mumcu yargılanmamalı mı?

Hadi Kabataş hadisesini kalemine dolayan bizleri asacaksınız...

Memlekete ne faydamız var ki?

Asın gitsin...

Peki, “halkı galeyana getirmek” eyleminin dibini bulan CHP’li Adnan Keskin’i ne yapacaksınız? Gözlerinin önünde genç bir kızın öldürüldüğü bilgisini (!) paylaşıp Gezi’ye müşteri toplamıştı. “Mesele ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı?” diyen Mehmet Ali Alabora’yı ne yapacaksınız? Levent Üzümcü isimli zatı ne yapacaksınız? Ki, tarihin en düzeysiz “darbe kızıştırıcısı”dır? “Hadi komüncüler, diktatörün temsili mezarına işeyelim” çağrıları yapan ve kutlu işeme eylemlerini kayda alıp “dostlarla” paylaşan çapulcu takımını ne yapacaksınız? Kendi kanalının tahrip edilmiş canlı yayın aracının yanında sırıtarak poz veren gazetecileri yapacaksınız? Sahte müftü karısını ne yapacaksınız? Canlı yayına bağlanıp, “Polis Taksim’de katliam hazırlığı yapıyor. Annelerinin kucağından çocukları zorla alınıp götürülüyor. Oğlum kayıp... Vali’den yardım istedim... Oğlumu bulamıyorum!” diyen, kayıp oğlu Ankara’da annesinin yanında ortaya çıktığı halde utanmazca tezviratlarını sürdüren Can Dündar’ı ne yapacaksınız? Çapulcu Cem’i ne yapacaksınız?

Bunları da asacak mısınız?

Hadi bizi asın...

Bunu çoktan hak ettik. Ben de olsam kendimi asardım.

Peki, masum ve tertemiz (!) çevre kalkışmasını fırsat bilip, “Köprü yapmayacaksın, havaalanı açmayacaksın, enerji üretmeyeceksin, Kanal İstanbul’dan vazgeçeceksin” diye kafa çıkaran gönüllü Batı ajanlarına nasıl bir tarife uygulayacaksınız?

Star