POLEMİK

Ahmet Kekeç : Mide de mideymiş ha!

Tarih
16 Nisan 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ahmet Kekeç

16 Nisan 2015

Nasıl özenli bir dil kullanıyorlar... Mesela, “Olaylarda 5 kişi öldü” diyorlar... O kişilerin “kimliğine” ilişkin bir açıklama yok... Düştükleri bir şerh de yok.  

Eskiden bodoslamadan girer, “terörist” derlerdi.

Şimdi suhuletle yaklaşıyorlar.

Sonra da, Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’ın yalanlarla ve mülaanelerle örülü açıklamalarına genişçe yer vererek meselenin esasında ne olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.

Esasında mesele şuymuş:

HDP’nin barajı aşacağını düşünen hükümet, Ağrı Valisi eliyle, bölgede karışıklık çıkarmaya çalışıyormuş. Bu karışıklık, Kürt seçmenine şunları düşündürtecekmiş: “Bu HDP’den bir şey çıkmaz. Biz varalım oylarımızı tekrardan AKP’ye verelim.”

Bereket, ölen kişiler arasında asker yokmuş... Bu büyük bir şansmış...

Çünkü, ne kadar çok asker ölürse, AKP o kadar kazançlı çıkarmış...

Bölge halkı (yani eli silahlı kişiler) hükümetin tahriklerine gelmemiş, asker öldürmeyerek sahnelenmek istenen oyunu boşa çıkarmış.

Bundan sonrasını izleyemedim...

Midem kaldırmadı.

Daha düne kadar, çektikleri diziler eliyle açıkça “Kürt düşmanlığı” yapan arkadaşlar bunlar. Bir televizyon stüdyosuna kurulmuş, PKK ve HDP güzellemesi yapıyorlar.

Halk (“eli silahlı kişiler” demeye dilleri varmıyor tabii), hükümetin tahriklerine gelmemiş de ne olmuş? Bir silahlı çatışmayı saatlerce sürdürecek o mühimmatı bölgeye kim yığmış? O ağır silahlar nereden çıkmış? Yaralı askerlerin tahliyesinde kullanılan askeri helikopteri kim kevgire çevirmiş?

Şaşırmıyoruz artık...

Mülaeaneci arkadaşlar şaşırtmıyor bizi.

Hangi kanallarını açsanız, HDP ve Selahattin Demirtaş güzellemesi...

Hangi gazetelerine göz atsanız, “Oyum HDP’ye” açıklamaları.

Bir taraftan, “PKK filanca yerde özerklik ilan etti” türünden olabildiğince kışkırtıcı ve milliyetçi kesimleri (ve tabii milliyetçi cemaat tabanını) gaza getiren yayınlar, diğer taraftan Kürt siyasetine yönelik hoşgörü mesajları...

Bir taraftan “talepler siyasetini” terör faaliyetiyle eşdeğer tutan anti-demokratik söylemler, diğer taraftan talepler siyasetinin uzantısındaki “durum”u anlayan, kollayan ve özendiren yaklaşımlar.

Şu soruları sormak hakkımız sanırım:

Hangisisiniz siz?

Esasında neyi savunuyorsunuz?

Dün, mülaaneci kanallardan birinin “haber bülteni”ni izledim. Ağrı olaylarını haberleştirmişler... Etkisiz hale getirilen eli silahlı kişilerden söz ederken, özellikle “terörist” sözcüğünü kullanmıyorlar... “Ölen kişiler” diyorlar... Ölen kişilerden de bölge valisini sorumlu tutuyorlar tabii...

Peşinden Selahattin Demirtaş’ı yıkayıp yağlama faslı.

Bunu biliyoruz... Artık şaşırtıcı değil...

Fakat bir de “kurnazlık” yapıyorlar. Demirtaş’ın ne kadar haklı olduğunu gösterebilmek için, Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen teşekkür açıklamasını kullanıyorlar. Artık her şeyi kullanıyorlar... Pervaları yok.  “Erdoğan düşmanlığına” çıkan ne varsa, oburca midelerine indiriyorlar. Bu durumda, Edip Cansever’den mülhem, “Mide de mideymiş ha!” demek gerekiyor. Ne koysan alıyor.

Demek ki, “Yaralı askerleri bizim arkadaşlarımız kurtardı” diyen Demirtaş doğruyu söylüyormuş. Genelkurmay başkanlığından gelen açıklamayı bu çerçevede okumalıymışız.

İyi de, mesele yaralı askerleri kimin kurtardığı değil ki...

Mesele şu:

Bir silahlı çatışmayı 12 saat sürdürecek “mühimmata” sahip o silahlı kişiler (madem “terörist” demeye diliniz varmıyor), halkı hangi parti lehinde oy kullanmaya ikna etmeye çalışıyordu?

Dahası, “ikna süreçleri”, niçin umumiyetle kanlı geçiyor?

Mülaaneci arkadaşların bu sorulara cevabı var mı?

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;