POLEMİK

Ahmet Kekeç : Kendini dövdüren gazeteci

Tarih
19 Kasım 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Ahmet Kekeç

19 Kasım 2014...

Matbuat camiası ayağa kalkmalı... Cemiyetinden Konseyine, Sendikasından Derneğine, hatta Vakfına, bütün basın kuruluşları kınama üstüne kınama yayınlamalı. 

Bildiriler hazırlamalı.

Kütçük çaplı yürüyüşler düzenlemeli.

Duayen gazetecilerden demeçler alınmalı.

Mesela Hasan Cemal’e sorulmalı...

Hasan Cemal, “Kerhaneci Halife” sözünün mucidi İhsan Yılmaz’a sahip çıkarken, “Hayatımda kaç kez vatan haini ilan edildiğimi unuttum” diye göz yaşartıcı bir yazı yazmıştı.

Bir yazı da, Ekrem Dumanlı’nın korumaları tarafından dövülen Mehmet Özmen için “attırması” rica edilmeli: “Ben de çok dayak yedim. Sayısını hatırlamıyorum” demesi sağlanmalı

Fakat araya girmek zorundayım:

Hasan Cemal ne zaman, hangi şeraitte, kim tarafından “hain” ilan edilmiş?

Hatırlatırsa sevinirim.

Benim bildiğim şu:

Hasan Cemal, yazı hayatı boyunca, “hain arama” ayrıcalığına sahip çevreler tarafından hep baş tacı edildi. Elinde yüzlerce insanın kanı bulunan Kenan Evren’in en has dostlarından biriydi; Evren’in uçağından inmiyordu... Elinde “hain” yaftasıyla dolaşan 28 Şubat generalleriyle de iyi ilişkiler geliştirmişti... Çok severdi o paşaları. 

“Üst düzey bir general beni aradı, dedi ki...” diye başlayan yazılar yazar, siyasete karşı asker sopasını savunurdu.

Faili meçhuller döneminin (yani 1993 kapalı darbesinin) paşalarıyla da iyiydi... “Hain” edebiyatına yaratıcı katkılarda bulunmuş dönemin şahin siyasetçileriyle de iyiydi...

Herkesle iyiydi...

Haini bol bir ülkede yaşadığımız için, Hasan Cemal “doğal olarak” iyilerin safında yer alırdı ve “hain” tasallutuna karşı laik cumhuriyetimizi savunurdu.

Kandil’deki “hain”lerle (Hasan Cemal’in iyi ilişkiler geliştirdiği generaller Kandil’dekiler için “hain” sıfatını kullanırdı) iş tutması sonranın işidir.

Öcalan derdest edilip Türkiye’ye getirilecek, yargılanıp mahkûm edilecek, bir süre sonra 
müzakere masasına oturması sağlanacak, Hasan Cemal de dağa çıkacaktır.

Görüştüğü PKK liderlerine, “Bu Tayyip var ya, sizi satacak... Sakın silah bırakmayın...” diyecektir.

Dağa çıkmadan önce (yani “hain” Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirildiği günlerde) şunları yazıyordu: “Apo’nun Türkiye’ye getirilmesi, PKK’ya karşı Cumhuriyet devletinin 1984’ten beri sürdürdüğü haklı ve meşru mücadelesinde bayrağın zirveye dikilmesi ya da zaferin bir yerde tescil edilmesidir. Bu büyük başarı öncelikli olarak askerî bir başarıdır. Silahlı Kuvvetlerimiz, devlete karşı silah çekmiş, 15 yıldır şiddet ve terörü politika aracı benimsemiş, insanlığa karşı suç işlemiş olan 
PKK’yı çökertmiştir.”

Ekrem Dumanlı’nın korumaları tarafından dövülen Yeni Akit muhabiri Mehmet Özmen’den söz edecektim, araya Hasan Cemal girdi.

Ne zaman araya Hasan Cemal girse, söz uzuyor, mecraından çıkıyor.

Girişte, “Cemiyetinden Konseyine, Sendikasından Derneğine, bütün basın kuruluşları kınama üstüne kınama yayınlamalı” demiştim ama kimse kılını kıpırdatmayacak. Hoşgörü timsali Ekrem Dumanlı da gazeteci dövdürdüğüyle kalacak...

Hayır, Ekrem Dumanlı gazeteci dövdürmemiş...

O gazeteci oraya, “kendini dövdürmeye” gitmiş.

Bunu bir paralelci yazıyor...

Erdoğan’a “Kerhaneci Halife” diyen Doçent İhsan Yılmaz da mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlıyor: “Gazeteci kendini dövdürmeye, Ekrem Bey de durdurmaya çalışıyor...”

Bir parantez de İhsan Yılmaz için açmak isterdim ama yer kalmadı.

Şu kadarını söyleyip kapatayım:

Pis ağızlı bir zatmış bu... 

Bilmiyordum. Bir üniversitede ders veriyor... Hocasını çok seviyor. “Hoşgörü” sözcüğünü dilinden düşürmüyor.

Akademik titre sahip. 

Süper İngilizce konuşuyor. Ama pis ağızlı...

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;